Acem Kızı türküsünün bir hikayesi vardır. Acem Kızı güzelliği ile nam salmıştır. Güzelliğinin yanında tatlı bir hüzün vardır içinde. Gülümserken bile o hüzün gitmez Acem Kızı'ndan. Ali ise ovada çalışırken görür Acem Kızın'ı görür ve güzelliğine dayanamaz gönlünü kaptırır Acem Kızı'na. Acem Kızı da Ali'nin bu ilgisine sevinir ama içindeki hüzün onu rahat bırakmaz. Sonunda Ali, Acem Kızı'nın güzelliğine dayanamaz ve ona gel der gel benim sevdiğim ol... Acem Kızı'nın güzelim gözlerinden iki damla yaş akar ve Ali'ye bir şey diyemeden uzaklaşır. O günden sonra Ali'nin gözleri Acem Kızı'nı arar ancak göremez. Uzun süredir Acem Kızı'nı göremeyen Ali telaşlanır ve civara sorar Acem Kızı'nı. Ali öğrenir ki sevdiği kızı bir başka köye ve üstelik kendisinden çok daha yaşlı bir adama gelin verilmiş.Bu duruma çok üzülen Ali'nin ağzından Acem Kızı türküsü dökülür.
Acem Kızı Türkü Sözleri
Çırpınıp da Şanova'ya çıkınca
Eğlen Şanova'da kal Acem Kızı
Uğrun uğrun kaş altından bakınca
Can telef ediyor gül Acem Kızı
Seni seven oğlan neylesin canı
Yumdukça gözünden döker mercanı
Burnu fındık ağzı kahve fincanı
Şeker mi şerbet mi bal Acem Kızı
Labels: Neşet Ertaş
